=> SİZDE BEDAVAYA KENDİNİZE AİT SİTENİZ OLSUN İSTERMİSİNİZ HEMEN TIKLAYIN ÜCRETSİZ WEB SİTESİ KURUN <=
   
  İndirrbar
  Empire Total War
 


İNDİRMEK İÇİN TIKLAYINIZ

Stratejinin her unsurunu sevenlerin yüzünü yıllardır güldüren, ekran başında onlara keyifli saatler hatta günler geçirten, zamanla normal hayattan kopmalarına yol açan ve kendilerini gerçekten bir imparator ya da padişahmış gibi hissetmelerini sağlayan Total War serisinin uzun zamandır merakla beklenen yeni üyesi nihayet elimize ulaştı.

Seride en son Orta Çağ’da kalmıştık. Şimdi ise 1700’lü yılların çalkantılı politik yapısının içinde, ülkemize Dünya’da saygın bir yer edindirmeye çalışacağız. Empire: Total War, serinin kendinden önceki üyelerine göre oldukça komplike bir yapım. Öyle ki, önceki oyunları oynamış olsanız bile ana haritanın karşısında bir süre duraksayabilirsiniz. Harita oldukça detaylı ve üzerinde sadece şehirler ve ordular yerine birçok yeni şey göreceksiniz. Bunların arasında sınır kaleleri, küçük kasabalar, limanlar, madenler ve buna benzer birçok bina bulunuyor. Bunları askeri ya da ekonomik yönde geliştirmek sizin tercihinize kalmış. Sadece şehirleri değil stratejik değere sahip bu noktaları da elinizde tutmak sizi zafere taşıyacak olan ufak ayrıntılar arasında.

Şehir yönetimi konusunda, yeni yapımda çok büyük yenilikler bulunmuyor. Şehirlerle ilgili yapılan en önemli ayarlama olan vergi konusunda ise bir kolaylık getirilmiş. İsterseniz tüm şehirlerinizin vergi seviyesini bir anda ayarlayabiliyorsunuz. Bunun dışında, şehirlerinizde yaşayan insanların sınıflarına göre vergilendirme yapabiliyorsunuz. Yani zengin sınıfa ayrı, işçi sınıfına ayrı vergiler koyabiliyorsunuz. Tabi bunun farklı etkileri oluyor.

Gelir kaynağınız sadece vergiler değil elbette. Düzgün bir gelir elde edebilmenin yolu komşularınızla ticaret anlaşmaları yapmaktan geçiyor. Tabii ticaret rotalarını düzenlemek, yollar ve limanlar yapmak zorundasınız. Bunları geliştirdiğinizde elde ettiğiniz gelir de otomatik olarak artıyor.


"Empire: Total War, grafik anlamda gerçekten harika bir yapım olmuş. Savaş alanında hiçbir detay atlanmamış. Askerlerin modellemeleri ve savaş animasyonları çok başarılı."

Padişahım çok yaşama!

1700’lü yıllara gelindiğinde dünyada, milliyetçilik akımı ve demokrasi gibi kavramlar artık yüksek sesle dile getirilmeye başlamıştı. Bunların etkisi olarak, çok büyük isyanlar çıkmış, büyük imparatorluklar yıkılmanın eşiğine gelmişti. Yönetim şekli olarak da insanlar artık monarşi dışındaki alternatifleri de değerlendirmek istiyorlardı. İşte tam böyle bir dönemde geçen oyun bunları da iyi bir şekilde yansıtıyor. Ülkenizin yönetim şekli başta monarşi olsa bile, ileride halkınızın çıkaracağı isyanlar ile bu yönetim şekli meşrutiyet ve hatta demokrasi haline bile gelebiliyor. Hangi yönetim şekli ile yönetilirse yönetilsin, her ülkenin bir kabinesi bulunuyor. Burada bulunan kişilerin belli özellikleri var ve bunlar zamanla gelişebiliyor. Ayrıca beğenmediğiniz kabine üyelerini de değiştirebilmek mümkün. Demokrasi ile yönetilen ülkelerde belli sayıda Turn’den sonra seçimler yapılıyor.

Medieval 2’de din konusu çok büyük önem taşıyordu. Empire’da ise bunun önemi biraz azaltılmış. Ülkenizin dinine göre sahip olduğunuz din adamları ile dini yayabilmeniz mümkün. Böylece yeni ele geçirdiğiniz yerlerde size karşı isyan çıkması olasılığını azaltmış oluyorsunuz.


Önceki yapımlarda gizli ajan ve suikastçının yaptıklarını artık tek bir adam yapabiliyor. Yani suikast ve sabotaj görevleri yapacak adamlar ayrı değil. Bunun dışında diğer ülkelerle diplomatik ilişkiler kurabilmek için artık diplomatlara ihtiyacınız yok. Bunun yerine istediğiniz zaman istediğiniz ülke ile anlaşmalar yapabiliyorsunuz. Bu durum oynanışa büyük bir kolaylık getirmiş. Diplomasi konusunda oyunun yapay zekasının çok çok iyi olduğunu söylemek zor. Bazen çok makul bir teklif yaptığınızda bile sebepsiz yere reddedilebiliyorsunuz. Bazen de kabul edilmesini hiç beklemediğiniz bir teklifin kabul edildiğini görmeniz mümkün.

Dünya hakimiyeti

Oyunda iki farklı tek kişilik senaryo bulunuyor. Bunların ilki Amerika’nın bağımsızlığını konu alan Road to Independence adlı senaryo. Bunu oynarken Grand Campaign’deki özgürlüğünüz yok. Sizden bazı görevler yerine getirmeniz isteniyor ve senaryo dahilinde bunları yapmanız gerek. Böylece Amerikan Bağımsızlık Savaşı’nı birebir yaşayabiliyorsunuz. Bu senaryo ara videolarla da desteklenerek daha çok sinematik anlatım yapılmış.

Grand Campaign’de ise 200 Turn süren oyun boyunca belli sayıda bölgenin hakimi olmanız gerekiyor. Bunun da küçük ya da büyük gibi bazı çeşitleri var. Seçtiğiniz boyuta göre aynı süre içinde elde tutmanız gereken bölge sayısı değişiyor. Grand Campaign’e başlarken tüm ülkeleri seçemiyorsunuz. Başlangıçta sadece İngiltere, Fransa, Avusturya, United Provinces (Kuzey Avrupa’daki Protestan halklar), İspanya, Prusya, Polonya-Litvanya, Osmanlı İmparatorluğu, Rusya, İsveç ve Hindistan’da bir krallık olan Maratha Confedarcy’i seçebiliyorsunuz. Bunlar dışında Kızılderili kabilelerinden, Venedik’e, Kırım’dan, Korsanlara kadar onlarca farklı halk bulunuyor.

Oyunun ana haritası üç büyük kısımdan oluşuyor. Amerika kıtası, Avrupa ve Hindistan’dan oluşan haritanın her bölgesine genişlemeniz mümkün. Ayrıca seçtiğiniz ülkelerin oyunun başlarında her üç kısımda da bölgeleri olabiliyor. Örneğin İngiltere ve İspanya’nın çok geniş alana yayılmış toprakları var.


"Empire: Total War'ın seriye kattığı en büyük yenilik ise şüphesiz deniz savaşları. Serinin belki de tek ve en büyük eksiği nihayet bu yapımla kapatılmış."

Eminim hepiniz Osmanlı’nın durumunu merak ediyorsunuz. Osmanlı İmparatorluğu oyunun başında çok geniş topraklara sahip, fakat bunun bir eksisi olarak her tarafı düşmanlarla çevrili. Özellikle Batı’da Avusturya ve Kuzey’de Rusya hemen oyunun başında başınıza bela oluyor. Osmanlı Toprakları Batı’da Zagrep ve Belgrad’dan, Doğu’da Bağdat ve Tiflis’e kadar uzanıyor. Ayrıca Güney’de Mısır da Osmanlı hakimiyeti altında. Ancak bu toprakları elde tutmak için biraz uğraşmak lazım. Teknoloji olarak başlarda denk olsalar da eğer gelişime yeterli önemi göstermezseniz savaş alanında askerlerinizin oldukça zorlanacağını görebilirsiniz. Yani sakın Osmanlı’nın gerçekte yaptığı hataya düşmeyin ve teknolojiye önem verin.

Tüfek icat oldu, mertlik bozuldu

Oyunun bir diğer yarısını ise bildiğiniz gibi savaş ekranı oluşturuyor. Bu kısmın ara yüzü ve tuşları üzerinde pek bir değişiklik olduğunu görmek şahsen beni memnun etti. Önceki yapımlarda başarılı olan ara yüzün değiştirilmemesi iyi olmuş. Savaş taktikleri ise artık çok farklı. Bunun sebebi artık kullanılan birliklerin ve silahların önceki çaplardan çok farklı olması.

Artık kılıç ve baltanın yerini, barutlu silahlar aldığından ona göre taktikler geliştirmeniz gerekiyor. Askerlerinizin elinde kılıç var zannedip ona göre taktikler hazırlarlarsanız bozguna uğrarsınız. Savaş alanında en önemli birliklerinizi topçular oluşturuyor. Düşmanın ilerlemesini önlemek, baskı altında tutmak ve moralini bozmanın en iyi yolu topçu ateşini belli bir noktaya yoğunlaştırmaktan geçiyor. Bunun dışında atlı birlikleriniz ile vur kaç taktikleri kullanmakta düşmanı oldukça zayıflatabilen bir yöntem. Ana piyadeleri kullanmak ise biraz beceri gerektiriyor. Düşmanın geliş yönüne göre atış açısını belirleyip, mümkün olduğunca rakibinizi iki ateş arasında bırakabilirseniz sonuç alıyorsunuz. Bu yüzden piyadelerinizi sürekli kontrol altında tutun. Saldım çayıra mevlam kayıra taktiği bu çağda pek bir işe yaramıyor.

Daha önce gece savaşlarına ve hava şartlarının değişmesine alışmıştık. Bu yapımda da bu unsurlar mevcut ve birliklerinizin ilerleme hızına büyük etki ediyorlar. Gündüz, öğlen, akşamüstü ve gece olmak üzere günün dört farklı vaktinde savaşmak mümkün. Ayrıca kum fırtınasından kara kadar çok çeşitli hava şartlarını da yaşayabiliyorsunuz.

Barbaros’un torunları

Empire: Total War’ın seriye kattığı en büyük yenilik ise şüphesiz deniz savaşları. Serinin belki de tek ve en büyük eksiği nihayet bu yapımla kapatılmış. Deniz savaşları ilk duyurulduğunda içimde kötü olabilir şüphesi yaşadığımı itiraf etmeliyim, ama yapımcıların yüzümü kara çıkardığını görünce gerçekten çok mutlu oldum. Deniz savaşları gerçekten çok ama çok etkileyici.

Kara savaşlarından oldukça farklı olan deniz savaşlarında, başlarda kontrol konusunda sorunlar yaşayabilirsiniz. Hangi geminin neyi iyi yaptığını kavramak için harcadığınız sürede, donanmalarınızın denizin dibini boylamasını izlemek zorunda kalabilirsiniz. Ancak donanma yönetmeye alıştığınızda, Barbaros Hayrettin Paşa’nın bir torunu olduğunu ispatlamanız mümkün.

Gemi savaşlarında anahtar nokta, gemilerinizi tam olarak kontrol edebilmekten geçiyor. Yani bir gemiye tıklayıp sonra düşman gemisine saldır komutu vererek pek bir sonuç elde edemezsiniz. Gemilerin aldığı pozisyonlar ve kullandıkları silahlar büyük önem taşıyor. Gemilerin yan tarafı saldırı açısından çok güçlü, fakat bu kısım savunma açısından da bir o kadar zayıf. Bu sebeple sürekli gemilerinizi kontrol altında tutmalısınız. Bir tur ateş ettikten sonra hemen düşmanın yan tarafına geminizin baş ya da kıç tarafını çevirmeniz gerekli. Böylece hem daha az hasar alırsınız, hem de burada bulunan birkaç top ile savunma halindeyken bile az da olsa hasar verebilirsiniz.


"Grafiksel olarak oldukça kaliteli olan yapımda, deniz üstündeki savaşlarda ayrı bir görsel şölen yaşanıyor."

Gemilerinizde üç farklı mühimmat bulunuyor. Normal toplarla düşman gemisinin gövdesini delik deşik ederken, daha hızlı gemileri durdurabilmek için zincirli toplarınızı kullanıp düşman yelkenlerini parçalayabilirsiniz. Minik toplar ile de düşman mürettebatını ortadan kaldırıp moralini bozabilirsiniz.

Deniz savaşlarında hava şartları da oldukça önemli. Özellikle rüzgarın yönüne çok dikkat etmelisiniz. Rüzgara karşı gitmeye çalışırsanız gemilerinizin gidemediğini ve oldukları yerde kalıp düşmana av olduklarını görebilirsiniz.

Gözler şenlensin

Empire: Total War, grafik anlamda gerçekten harika bir yapım olmuş. Savaş alanında hiçbir detay atlanmamış. Askerlerin modellemeleri ve savaş animasyonları çok başarılı. Savaş esnasında görüntüyü yakınlaştırıp seyretmeye doyamıyorsunuz. Topçu ateşi altında kalan birliklerin dağılması, süngü süngüye mücadele, silahını doldurmaya çalışırken vurulan askerler, bunların hiçbiri es geçilmemiş.

Deniz savaşlarında ise bu görsel şölen başka bir boyuta taşınıyor. Su animasyonlarının güzelliği bir yana, top atışıyla uçuşan tahta parçaları, oradan oraya koşuşturan mürettebat. Batan gemilerin etrafında canını kurtarmak için su içinde çırpınan askerleri görmek bile size büyük bir keyif yaşatıyor. Bunların hepsini bir film gibi oturup izleyebilirsiniz.

Savaş, savaş asla değişmez…

Gerçek strateji severlerin gözbebeği olan Total War serisi, Empire ile muhteşem bir geri dönüş yapıp bizlerin yine saatlerini, belki de günlerini çalmaya aday. Serinin en ayrıntılı üyesi olan Empire: Total War için her yönüyle bir başyapıt olmuş dersem, abartmış olmam.
 
  Bugün 25 ziyaretçi (25 klik) kişi burdaydı! Paylaş  
 
=> SİZDE BEDAVAYA KENDİNİZE AİT SİTENİZ OLSUN İSTERMİSİNİZ HEMEN TIKLAYIN ÜCRETSİZ WEB SİTESİ KURUN <= Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol